-
1 vurmak
I vt1) erschießen; (av) abschießenbirini arkadan \vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen2) schlagen; ( boynunu) abschlagenbir taşla iki kuş \vurmak ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen3) spannenbirini boyunduruğa \vurmak jdn ins Joch spannen4) ( ayağını) scheuernyeni ayakkabılar ayağımı vuruyor die neuen Schuhe scheuern5) ( çarpmak) stoßenkafasını köşeye \vurmak mit dem Kopf an eine Ecke stoßen6) ( fam)birinin parasını \vurmak jdn um sein Geld prellenikiyi dörde \vurmak die Zwei mit der Vier multiplizieren8) ( tekme)birine tekme \vurmak jdm einen Fußtritt geben [o versetzen]9) treffenbirini kalbinden \vurmak jdn ins Herz treffenII vi1) schlagen (-e auf) ( fam), hauen (-e auf)masaya \vurmak auf den Tisch schlagen2) schlagen (-e) ( fam), hauen (-e)anne, Hasan bana vurdu! Mama, Hasan hat mich gehauen!3) zuschlagen (-le mit)muşta ile \vurmak mit einem Schlagring zuschlagen4) (an) klopfen5) stoßenbeynimden vurulmuşa döndüm ich war wie vor den Kopf gestoßen6) aptallığa \vurmak sich dumm anstellen -
2 прикидываться
несов.; сов. - прики́нуться, разг.прики́дываться пья́ным — sarhoş numarası yapmak
прики́дываться дурачко́м — aptallığa vurmak
прики́дываться ове́чкой — kuzu postuna bürünmek
-
3 дурак
мaptal; budala enayi••велика́ Федо́ра, да ду́ра — boyu uzun, aklı kısa
дурака́ учи́ть, что мёртвого лечи́ть — gafile kelam nafile kelam
дура́к дурако́м — enayi dümbeleği
не будь дурако́м! — enayilik etme!
оста́вить кого-л. в дурака́х — birine külah giydirmek
валя́ть дурака́ — maskaralık(lar) etmek ( дурачиться); aptallığa vurmak ( прикидываться непонимающим)
сваля́ть дурака́ (допустить глупость) — aptallık etmek
-
4 дурачок
-
5 aptallık
Dummheit f, Dämlichkeit f\aptallık etmek eine Dummheit machen, Dummheiten machenaptallığa vurmak sich dumm anstellen -
6 anstellen
an|stellenI vt3) ( beschäftigen) istihdam etmek4) ( anlehnen) yaslamak (an -e), dayamak (an -e)5) ( vornehmen) bulunmak;Vermutungen \anstellen tahminlerde bulunmakich weiß nicht, wie ich es \anstellen soll onu nasıl becereceğimi bilmiyorumwas hast du da wieder angestellt? yine orada ne halt karıştırdın?;stell bloß keinen Unsinn an! sakın bir saçmalık yapma!II vrsich \anstellensich dumm \anstellen aptallığa vurmakstell dich nicht so an! nazlanma!3) ( an eine Reihe) (sıraya) girmek; ( in eine Schlange) kuyruğa girmek; ( Schlange stehen) kuyruğa girip sırasını beklemek;stell dich hinten an! arkaya geç! -
7 dumm
1) ( einfältig) aptal, alık, ahmak;\dummes Zeug reden aptal aptal konuşmak;red kein \dummes Zeug! aptal aptal konuşma!sich \dumm anstellen aptallığa vurmak;ein \dummes Gesicht machen ( fam) aptal aptal bakmak;\dumm aus der Wäsche gucken ( fam) apışmak, apışıp kalmak, ahmaklaşmak;das ist gar nicht so \dumm bu hiç de fena bir fikir değil;jdn für \dumm verkaufen ( fam) birini aptal [o ahmak] yerine koymak2) ( unwissend) cahilsich \dumm stellen bilmezlenmek, bilmezlikten gelmek, bilmiyor (gibi) görünmek3) ( unangenehm)jdm \dumm kommen ( fam) birine aksilenmek;so etwas D\dummes! ne kadar aksilik! -
8 stellen
stellen ['ʃtɛlən]I vt1) (hin\stellen) koymak ( auf -e); (auf\stellen) dik koymak ( auf -e), dikmek; (hinein\stellen) koymak (in -e), yerleştirmek (in -e);Bedingungen \stellen şartlar koymak [o koşmak];der Hund stellt die Ohren köpek kulaklarını dikti;etw an die Wand \stellen bir şeyi duvara dayamak;dieses Foto wirkt gestellt bu fotoğraf poz verilip çekilmiş gibi2) ( regulieren) ayarlamak;stell das Radio leiser/lauter radyonun sesini kıs/aç;die Uhr \stellen saati ayarlamak;3) (bereit\stellen) etmek, bulundurmak4) ( Verbrecher) tutmakjdn zur Rede \stellen birini hesaba çekmek, birinden hesap sormak;einen Antrag auf etw \stellen bir şey için istemde bulunmak;eine Sache über eine andere \stellen bir şeyi diğer bir şeyin üzerine koymak;jdn vor Gericht \stellen birini mahkemeye vermek;etw in Frage \stellen bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek;etw in Rechnung \stellen bir şeyi hesaba yazmak;etw in Abrede \stellen bir şeyi yadsımak [o inkâr etmek];etw unter Quarantäne \stellen bir şeyi karantinaya almak;auf sich selbst gestellt sein kendi başının çaresine bakmak;jds Geduld auf die Probe \stellen birinin sabrını tüketmek;hohe Anforderungen an jdn \stellen bir kimseden çok şey istemek;eine These in den Raum \stellen bir tezi ortaya atmakII vrsich \stellen1) (sich hin\stellen) dikilmek;sich auf die Hinterpfoten \stellen arka ayakları üzerine kalkmak;sich auf Zehenspitzen \stellen ayak parmaklarının ucuna basarak dikilmek2) ( vortäuschen)sich taub/unwissend \stellen duymazlıktan/bilmezlikten gelmek;sich dumm \stellen aptallığa vurmak3) ( der Polizei) teslim olmak4) ( nicht ausweichen)sich gegen etw \stellen bir şeye karşı pozisyon almak;sich hinter jdn \stellen birine arka çıkmak
См. также в других словарях:
aptallığa vurmak — bir şeyi bilmez, anlamaz gibi görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aptallık — is., ğı 1) Aptal olma durumu 2) Aptalca iş Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aptallık etmek aptallığa vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük